Ben Oğuz Boyundanım…Özüm Şahittir Benim…Ayrım Yapan Alçağın En Alçağıdır…

Ali Aladağ…:Malatya Olay…: Asaleti ile duruşu olanlara selam olsun...Suskunluğum asaletimdendir...Her lafa verilecek bir cevabım var elbet...Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye? Birde söyleyene bakarım, adam mı diye?

Ben Oğuz Boyundanım…Özüm Şahittir Benim…

Ayrım Yapan Alçağın En Alçağıdır…

Ben Oğuzun boyundayım…Özüm şahittir benim…Ben Orhun da abideyim…Yazım şahittir benim…Ben Kürşat’la kale bastım dini İslam uğruna…Ben körükle dağ erittim…Közüm şahittir benim…

Ben Ötüken yolcusuyum…Viyana’ya gitmişim…Ben 16 Devlet kurup…Cihan’la harp etmişim…Ben Akdeniz’ göl yapıp, Oturup seyretmişim…

Ben Çağ kapatıp Çağ açtım…Mazim şahittir benim…

Bosna’da “Fedai”

Azerbaycan’da “Köroğlu”

Afganistan’da “Türk General”

Orta Asya’da “Hayalet”

“Sen Türk’sün bağırdığında insanlar değil Arslanlar da korkacak.”

Kurt Kurt olmazmış ardında 9 it ürmeyince…İnsan insan olmaz imiş çile dert görmeyince…Gümüşe boya vurulmaz Altın pas tutmaz Gardaş…

Türk esir olmaz
Türk bayraksız olmaz
Türk devletsiz olmaz
Türk ezansız olmaz
Türk hürriyetsiz olmaz…Türk’e savaş düğündür…”Türk olmak zordur, çünkü dünya ile savaşırsın. Türk olmamak daha zordur, çünkü Türk ile savaşırsın.” Çakallar istedi diye aslanlar ölmez…Zafer zulme biyad edenlerin değil adalet peşinde koşanlarındır…

Biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Birlikte kurduğumuz bu ülkeyi inşallah hep birlikte güzel yarınlara taşıyacağız… 21. yüzyılın bir Türk asrı olması için koç yiğitler bizdedir Gardaş…

Bu ülkede yaşayanların bir biriniz sevmesi farzdır Gardaş…Ve Bilge Liderin de dediği gibi… Türkiye’nin Kürt sorunu yoktur, bölücülük sorunu vardır. Türk ile Kürt, Alevi, Sünni arasında uçurumlar oluşturmak için hizmet edenler, alçakların en alçağı hainlerin en haindir…Soy soya çekermiş…Aslı neyse nesli de o olurmuş…

Kurttan kurt doğar itten it doğarmış…Kurtla oyun oynanmaz…Cesur olun ölüm size bir sefer uğrar…Türk zamanını bekler zamanı gelince af etmez…Dostunu gördüğünde tebessüm et ki sevdiğini anlasın…Düşmanını gördüğünde tebessüm et ki gücünü anlasın…Gardaş…Beni yıkmaya gücünüz, yıkıldığımı görmeye ömrünüz yetmez…Adımın geçtiği yerde vekilim sensin ya rabbi yolu doğru olanın yükü ağır olur…İzleri karışsa da it başkadır kurt başkadır…İtler için her kapı yurt kurt için yurt başkadır…

İtler dua ederse kemik yağar leş yağar-  kurtlar intizar ederse başınıza taş yağar…Dünya başıma yıkılsa dik yürürüm…Ne duruşum bozulur nede gülüşüm…Şahsıma dair ne duyduysanız bilin ki eksik…Allah yukarda çok daha fazlasını yapmışım…Dur yolcu yol nereyedir Kızıl elmayadır menzil nereyedir şahadettir vuslat kimedir Vatanadır…Vatan neredir tüm Cihandır…Allah kavimlerden bir kavim yarattı. Coşkuyu, cesareti, adaleti ve merhameti adımızın yanına yazdı. TÜRK oldu adımız. Dostumuz az düşmanımız çok korkumuz yok…Neden mi rakibimiz yok…Saygı bizde ağırdır hafif olanlar taşıyamaz…

İşte bu. İşte budur, bu inançtır ki, önümüzde durmaya cesaret edemez hiç kimse. Yaşadım bire bir. Şahidim. Kahire havaalanında, pasaport polisi keyfiyet yapacak oldu, “hayırr” dedim…devam edecek oldu: “bu pasaportun Türk pasaportu olduğunu biliyor musun? ” …felç oldu. “Sen git, en büyüğün gelsin, ancak o anlayabilir bir Türk’ü” dedim ve ilerledim. Büyük gururdu…Nasıl baktıysak yine öyle bakarız başımızın çaresine Allah şu eğilmez gönlümüzü kimseye muhtaç etmesin…Bizde bedel Allaha ödenir sizinkisi kula minnet gevşek zorluklar bizi test edebilir ama yok edemez…Vatanına bayrağına sahip çıkmayan namusuna şerefine de sahip çıkmaz…Zalimin köpeği olacağına garibin aslanı ol ki, öldüğünde mezar taşına it değil yiğit yazılsın…Yeni bir uyanışın vaktidir şimdi…Bizimkisi bir aşk hikayesi…Aşığız yurdumuzun taşına toprağına dağına ovasına yazına kışına ilk baharına sonbaharına…Biz aralıksız sevdik…Tarihin seyrini değiştiren dünyada ilk resmi istihbarat teşkilatını kuran Fetihlerin babası sultan Alparslan, Bilge Kağan’ı rüyasında görüyordu… Bilge Kağan, otağın ortasında bağdaş kurmuş “Oğuz Töresi ve Düşmanların Hileleri” konusunda yine Türk beylerini uyarıyordu. “Sakın ha! Düşmanların ipek kumaşına, çil çil sarı altınına, ipek kumaş gibi yumuşak ve tatlı sözlerine, gönderdiği hediyelere kanmayınız…Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin devletini kim yıkabilir?

Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk Budun, El’ini Töre’ni kim bozabilir.”

Exit mobile version