Biz Malatya’yı yazdık; Hasan Can sen de konuş
Dünya’da kıyameti yaşamak…
Malatya dahil 11 il ‘de yaşayanlar…Bu dünya da iken kıyametin provasını yaşadı…
Malatya’da depremin acı yüzü…
Ağır hatıraları…Gözyaşı…Korku…Umut…
6 Şubat’taki depremlerin geride bıraktığı acı ve hüzün ile felaket sonrasında yaşananlar her yan da belgesel haline getirildi…
Depremlerin, geride birçok acı hikaye ile yıllarca unutulmayacak izler bıraktı. Milyonlarca insanın geleceğe dair umutları, hayalleri enkaz altında yitip giderken sağ kurtulanlar ise kaybettikleri sevdiklerinin, yakınlarının acısıyla baş başa kaldı. Adeta sevinmeyi ve gülmeyi unutan depremzedelerin o kara günler her akıllarına geldiğinde boğazı düğümleniyor…Gözü yaşarıyor:.. Sesli ağlayanımız da oluyor , Susanımız da …Dalıyoruz…Derinlere…Çadır ve Konteyner yaşamını tadanlar…Fakir ile zenginin aynı safta yer aldığı…1 Tas çorba için kuyruğa girdiği günler…
Ve her yerde üvey evlat konumuna itilen Malatya…Depremin yerle bir ettiği…Malatya merkez Akçadağ ve Doğanşehir ilçeleri…Hasan Can Kaya’nın baba ocağı Akçadağ Ören yerle bir oldu…Başpınar-Bahri yıkıldı…Her yan yıkıldı…Malatya’yı gören gözyaşlarına hakim olamıyor…Bir kent yok oldu…
Acı her yerde…
Malatya’da depremin acı izleri silinmeye çalışılırken yüreklerdeki kasvet ise halkın ortak hüznü olmaya devam ediyor…
Adeta zamanın durduğu 6 Şubat günü saat 04.17 ve 13.24’ten sonrasında Malatya halkının hayatta kalma ve can kurtarma çabası…Can kurtarırken de canından olanlar…
Malatya’da duvarlara yazılan yazı…
Biz Malatya’yı yazdık…Hasan Can sende konuş…
Yaşanan trajediyi, hayatları değişen insanların hikayelerii konuş Hasan can…
Dağları ve arazileri ikiye bölen, evleri yıkan koca bir şehri yok eden deprem ve Malatya…Hasan Can evim, kızımın oğlumun kardeşimin babamın evleri yıkıldı üzülmedik…Malatya yıkıldı diye ağladık…Ne AFAD’ı ora bazılarının keyif çatma merkezi olmuş…Çevre Şehircilik ise Halka uzak…
Hasan Can Depremzedeler nereye gitse horlanıp kapı dışarı edildiğini “Git istediğin yere beni şikayet et” diyen Devletin memurları ile de yüzleşti…Hasan Can Devletin kapılarının nasıl Milletine kapandığını da yaşadık gördük…+Bunları da konuş ve Örenli Akçadağlı Malatyalı Hasan Can…
Yokluğu da varlığı da gördük…En ağırımıza giden ne oldu biliyor musun Hasan Can biz yağan kar altın da kar üstün de bulduğumu odunları yakıp beşikteki bebeleri yaşlı nine ve dedeleri çocukları ısıtmaya çalışırken birilerinin 4X4 lerle yanımızda geçip gelen yardımları…Hasan Can burada nokta koyuyorum…Tıkandım…Nefret dağ boyu değil gök yüzüne erişti…İyi ki halkımız var mış…Kapılarımıza gelip gizlice neden mi gizlice Hasan Can yoksa birileri o yardımlara el koyup Halkın ulaşamadığı erişemediği haşa ha haşa…AFAD denen yerin depolarına götürdüler…Halk neler yaşadı biliyor musun Hasan Can…Bir an önce AFAD kapatılsın başka isimler tüm değişimle halka hizmet versin…Hasan Can bizi hiç gördüler oysa hiç olan kendilerdi…Ta AFAD’ın kendisi…Her şeyi göze aldım iki gözüm Hasan Can biz yazdık…Sende konuş kimin gardaşı…
Hasan Can ben yazıyorum…Sen de konuş…,Depremin hemen sonrasındaki tabloyu da gözler önüne sererek…Yakılan ağıtları yakıp gözyaşlarına boğularak, “Deprem olunca gittik dedik. Kıpırdayamadık. Karın içinde kaldık. 3 gün aç açına oturduk. Kimin aklına geldi açlık. Açlığımız da susuzluğumuz da aklımıza gelmedi. Çağırdık bağırdık duymadılar. Kendimizi unuttuk çocuklarımızı kurtarmanın derdine düştük. Depremle beraber insanlar da gitti anılar da gitti” Hasan Can bunları da konuş…
Ve…Bilesiniz çok şeyi yazamıyorum…Devletim benim için kutsal…Ben Devlet’im diyen zavallı mı zavallı hiç mi hiç yüreği ruhu 1 para etmeyenlerin elin de bu millete neler çekti-bu millete neler çektirildi…
Hasan Can…Konuş konuş ben de hepsini bir bir yazacağım…