MHP Lideri Bahçeli; Adayları kısa sürede açıklayacağız pazarlık yok hedef aynı

Ali Aladağ…:Malatya Olay…: Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin İl Başkanları Toplantısı'nda yerel seçimlere ilişkin dikkat çeken mesajlar aktardı.

MHP Lideri Bahçeli; Adayları kısa sürede açıklayacağız pazarlık yok hedef aynı

MHP Lideri Devlet Bahçeli “Adayları kısa sürede açıklayacağız pazarlık yok hedef aynı.” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları aynen şöyle: “14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleriyle yasama ve yürütme Cumhur İttifakı’nın müessir ve münhasır kazanımlarıyla tezahür etmiş, böylelikle yeni yüzyılın ilk harcı karılmıştır.

Şimdi sırayı 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimi almıştır.

Bütün hilkatin tek bir haliki olan Cenab-ı Allah’ın izni ve inayetiyle, aziz ve arif olan Türk milletinin takdir ve teveccühüyle 31 Mart eşiği sağ salim, kazasız belasız, merkezi yönetime münasip ve müzahir olacak ölçüde aşılacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart 2024 tarihini, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılına ivme verecek demokratik bir sınır hattı olarak değerlendirmektedir.

Evvelemirde partimiz adına şunu ifade etmeliyim ki;

AK Parti’yle yapılan görüşmelerimizde,

Üç belediye fazla, beş belediye az almak maksadından ziyade Türk ve Türkiye Yüzyılının tecellisine odaklandığımızı,

Ülkemiz ve geleceğimiz adına her türlü özveriyi karşılık beklemeksizin gösterdiğimizi samimiyetle paylaşmak istiyorum.

Dün itibariyle partimize yapılan aday adaylığı müracaatları sona ermiştir.

Kısa bir zamanda adaylarımızı belirleyip sahadaki çalışmalarımızı azim ve coşkuyla yaygınlaştıracağız.

Mesele hangi belediye başkanlıklarının partimizin uhdesinde olmasından daha çok Cumhur İttifakı olarak neyi, nasıl, nereye kadar başaracağımızın ilkesel tutum ve duruşunun Türkiye’miz adına ön hazırlığını yapmaktır.

Ummana damlayıp ebedileşen billur su damlaları misali, bir güneş gibi doğan Türk Devri’ne bizim de yürekten desteğimiz olacaktır.

Ve bu tercihimiz şüphesiz her türlü pazarlık bahsinden tamamıyla muaftır.

Günleri aylara, ayları yıllara eklemleyen zaman tünelinde her şey değişip ters yüz olsa da,

Elle tutulur objeler, gözle görülür suretler kaybolup gitse de,

Türk milleti kıyamete kadar yaşayacak, ebediyetin gökyüzünde tıpkı bir Süheyl yıldızı olup parlayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi üstüne düşen sorumlulukları harfiyen yerine getirecektir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında basit siyasi hesap yapacak, çetele tutacak, sen onu aldın, ben bunu aldım, sen çok aldın, ben az aldım diyecek, bulanık suda balık avlayacak ne tıynetimiz ne de merakımız vardır.

Önce ülkem ve milletim diyorsak bunun gereğini seve seve yapmalıyız.

Biz neysek oyuz.

Ne söylemişsek yaparız.

Ne söz vermişsek tutarız.

Olduğumuz gibi görünür, göründüğümüz gibi oluruz.

Ayırmadan, ayrışmadan, Türkiye için canla başla çalışacağız.

Birliğin gücüyle, herkes için, herkese göre belediye diyeceğiz.

Genelden yerele birliği, ülkede yönetimde dirliği birliğin gücüyle başaracağız.

İstikrar ve hizmet için uyumlu yönetimle umutlu geleceğe muhakkak ulaşacağız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yola çıkarken ilk gündem maddesi istikbal ve istiklaldi.

Bizim de aynısıdır, hiç kimse fıtrat değişir sanmamalıdır, bu kan, yine o kandır.

Cumhur İttifakı olarak büyük resme kafa yoruyor, kabuğa değil öze bakıyor, tek tek ağaçtan ziyade ormanın bütüne odaklanıyoruz.

Siyasi kulislerin müfsit akıntısına kapalıyız.

Küfürden daha şiddetli olan fitne akınına hazırlıklıyız ve bağışıklık kazanmış haldeyiz.

Hakikat gelince hıyanetin yerle yeksan olacağının bilincindeyiz.

Araba çamura battıktan sonra yol gösteren çok olurmuş,

Biz tekerimize çomak sokmak için tetikte bekleyen çamur zihniyetleri, çarpık niyetleri, münafık siyasetçileri, iç ve dış husumet cephesinde tüfek çatan ahlaksızları her cephede bozguna uğratmaya muktediriz.

Velhasıl, Cumhur İttifakı kararını vermiş, mutabakata varmış, 31 Mart 2024 tarihi için yola koyulmuştur.

Kaldı ki, AK Parti’yle çözemeyeceğimiz bir mesele de olmayacaktır.

Bize düşen görev çok çalışmaktır.

Siyasi gayemiz Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin çatısını örmek, gelecek nesillere huzurlu, istikrarlı, güvenli, gelişmiş, temel sorunlarını köklü çözümlerle buluşturmuş bir ülkeyi miras bırakmaktır.

Milleti ve ülkesinin varlığı için candan, yardan ve yarınlardan vazgeçmeye yeminli olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket için esas amaç kazanacağı belediye sayısından daha fazla Türkiye’nin ve Türk milletinin ebedi saadet ve selametidir.

Zehirlenmiş ve zincirlenmiş muhalefetin seçenek olmaktan bütünüyle uzaklaştığı bu dönemde, yeni yüzyılı tek yürek halinde inşa etmeliyiz.

Yanlışı alkışlayanların fikri yoktur.

Eğri ile doğruyu ayıramayanların aklı yoktur.

Yalana ve yozlaşmaya sahip çıkanların ahlakı yoktur.

İşte Türkiye’deki köksüz ve kimliksiz muhalefetin durum aynısıyla böyledir.

Devir artık Türk Devri’dir.

Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.

Yerel yönetimlere düşen zillet lekesini kazıyarak çıkarmak Türk Devrine, Türkiye Yüzyılına, uyanan tarih ve milli şuura müstesna bir hizmettir.

Biz hizmetkarız, biz millet sevdalısıyız, biz vatanın serdengeçtileriyiz, biz Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’yız.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü aynı zamanda geleceğin önsözü ve önyüzüdür.

Bu niteliğiyle iki hafta sonra uğurlayacağımız 2023 yılı milli hafızalara kazınmıştır.

Yıl içinde hiç unutulmayacak olaylar yaşanmıştır.

Bunlar arasında en göze çarpanı, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli ikiz depremin asrın en korkunç felaketlerinden birisi olarak milletimizi hüzne boğmasıdır.

Devlet-millet dayanışmasıyla depremin yaraları sarılmış, enkazın vahim izleri elbirliğiyle silinmiştir.

Huzurlarınızda depremde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızı, kahraman şehitlerimizi rahmetle, hürmetle anıyor, hepsinin ruhu şad olsun diyorum.

Allah’tan dileğim, milletimizi ve ülkemizi görünür görünmez kaza, bela, hastalık, afet ve yıkımlardan esirgemesidir.

Devlet bütün imkânlarını devreye alarak deprem bölgesine müdahale etmiş, belki de dünya genelinde nadiren görülecek bir süratle felaketin ağır sonuçları en aza çekilmiştir.

Depreme karşı dayanıklı ve güvenli konutların yapımı hızla devam etmektedir.

Depremzede hiçbir vatandaşımız açıkta kalmayacak, sahipsiz ve çaresiz bırakılmayacaktır.

Deprem bölgesindeki illerimizin kesintisiz hizmet alması, bu çerçevede 31 Mart 2024 seçimlerinde istikrarın devamı boynumuzun borcudur.

Türkiye’nin gelecek planlamasının ilk sıralarında depremle mücadele yer alacaktır.

Cumhur İttifakı bu hususta proje bazlı, risk ve tehditleri analiz eden, buna karşı çözümler üreten ve pro-aktif hazırlıklarını hiçbir tavsama göstermeden hayata geçirmektedir.

Muhalefetin depremle ilgili istismar, yalan ve saptırmadan başka söyleyeceği tek sözü yoktur.

Bu konuda hevesleri yoktur, heyecanları yoktur, hedefleri yoktur.

Yaparsa yine Cumhur İttifakı yapacak, mutlaka da başaracaktır.

2023 yılında milli irade tecelli etmiş, Cumhur İttifakı 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinden alnının akıyla ve demokratik aklanmayla çıkmıştır.

Birinci beş yıllık döneminde, bağlanan umutları karşılayan, ihtiyaç duyulan istikrar ve güveni sağlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ikinci beş yıllık devresine milli iradenin desteğiyle geçmiştir.

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri turnusol kağıdı işlevi görerek muhalefetin tükenişini, gizli kapaklı pazarlıklarını, kaç ortaklı olduğunu sayamadığımız sipariş masanın asıl mahiyetini gözler önüne sermiştir.

Türkiye’nin öncelikli sorunlarından birisi muhalefetin iflas bayrağını çekmesidir.

Demokrasiyi erozyona uğratan çirkef muhalefet kendi kendini yiyip bitiren siyasi organizmaya dönüşmüş, bununla da kalmayıp iç barış ve huzur ortamına kesif bir cephe açmıştır.

Zillet ile hezimet arasında bir sarkaç gibi sallanan CHP, İP, DEM ve diğerlerinin Türkiye’yi siyasi kriz ve kaosa sürüklemek için her alçak tertibe başvurdukları gizlenemez boyutlardadır.

Kimin kimi çelmelediği, kimin kime tuzak kurduğu öylesine karmaşıklaşmıştır ki, tam bir akıl tutulması, tam bir ahlak kırılması, tam bir siyasi vicdan dağılması ortaya çıkmıştır.

Türkiye düşmanlarının siyasi taşeronu olacak kadar seviyesiz ve cibilliyetsiz hale gelen partilerin sadece demokrasiye değil, Türkiye’ye de zarar verdikleri çok açıktır.

Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde milli ve manevi değerleriyle çelişen, milletine ve devletine çemkiren bir muhalefet yapısı görülmez, görülemez, görülmemiştir.

Muhalefet amansız bir hastalığın pençesindedir.

Birbirinin ipliğini pazara çıkaran, sırlarını düğün evinde ifşa eden müflis partilere milletimizin itimat etmesi imkansızdır.

Birbirine demediğini bırakmayanların, seçim sonuçlarının vebalini yıkmak için aynaya bakmak yerine suçlu ve sorumlu arayanların, bugünkü aklıyla dünkü aklını yerenlerin Türk siyasetinde varlığı esasen demokratik utançtır.

Milletim bilmelidir ki, bizim için asıl tehlike dış düşmanlar değil, siyasete yuva yapmış, hasbelkader TBMM’ne girmiş siyasi tufeylilerdir.

Bu haliyle CHP temelde güvenlik sorunudur.

PKK’nın demlenmiş hali olan sözde bölücü parti güvenlik tehdididir.

İYİ Parti kendi içinde bile dümen, düzen, alavere, dalavere, kumpas ve kutuplaşmadır.

Diyorlar ki, muhalefette yaprak dökümü varmış.

Bunu söyleyenlere sormak isterim ki, kökü olmayanın dalından ve yaprağından bahsetmek akıl ve mantık işi midir?

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü münasebetiyle, önümüzdeki yeni yüzyılın anahtarı Cumhur İttifakı tarafından imal edilmiştir.”

Exit mobile version