Türkiye’nin en karanlık yılı: 1993! Mafya, derin devlet, PKK, operasyonlar, suikastlar, sır ölümler…
Malatya Olay Haber’de…ahaber.com.tr’de gündeme bomba gibi düşen programı haberi sayfalarına taşıdı…Mafta, derin devlet, PKK, operasyonlar, suikastlar, sır dolu ölümler, katliamlar ve dökülen onca kan… Peki, 1993’te neler yaşanmıştı? Uzman gazeteciler A Haber’de 1993’teki karanlık yılda yaşananları aktardı.
Cumhuriyet tarihinin en karanlık yılı olan 1993 bu kirli ünvanı fazlasıyla hak eden bir nitelik taşıyor. Mafya, derin devlet, PKK, operasyonlar, suikastlar, sır dolu ölümler, katliamlar ve dökülen onca kan…
Uzman gazeteciler A Haber’de 1993 yılındaki karanlık dönemde yaşananları tek tek anlattı.
Emniyet Eski Genel Müdür Kemal Çelik
Gerçekten çok karanlık yıllardı. Rahmet Turgut Özal’ın Türk dünyasıyla ilişkileri geliştirme projesinden sonra vefat etmiş olması, bunların hepsi karanlık dönemin bir sonucu. O zaman şöyle bir şey yapıldı; Türk-Kürt-PKK olayınca bir yumuşama sağlanmıştı. 33 askerimiz şehit edilmişti. Eşref Bitis‘in bulunduğu askeri uçak havada infilak etti.
O zaman Barzani ile Talaba’ni ile ilişkileri vardı. Dolayısıyla Kürtleri Türkiye ile bağlama ve PKK’yı önleme projesinin en önemli ismiydi Eşref Bitlis. Rahmetli Erbakan ile beraber ve Tansu Çiller kararlı bir mücadele yaptılar. 28 Şubat o karanlığın en doruğuydu. PKK’nın silahı bizden üstündü.
Benim o dönem ifadem alınacaktı. Bereket her şeyi tespit etmişler. Vali kaçakçılık yaptı, mermi getirdi askere verdi. Cezaevine girdi. Salih Şarman yargılandı. Bu o dönem… Şimdi mermi sorunumuz mu var? İHA-SİHA sorunumuz mu var? F-35’ten daha üstün KAAN‘ı yaptık. Allah’a şükürler olsun.
Türkiye o zaman terörle mücadele ederken sonuç alamıyordu. O zaman ben Hakkari‘deyken sınır ötesi hareket yaptık. Dediler ki, artık çıkmayacağız girdiğimiz yerden. Bir kar yağdı, askerimiz Irak‘ın kuzeyinde 15 km içeri girdi. Sonra bir emir geldi. ABD Büyükelçisi ziyaret etmiş… Geri çekildik. Geri çekilirken ise pusuya düştük.
Eşref Bitlis’i hedef alan; Amerika ile PKK arasındaki somut alışverişi ve trafiği keşfeden bir isim olarak bilinir. Bunu da devlet içerisinde “ABD, terör örgütü PKK’ya silah veriyor” diye raporlaştırır.
“CUMHURBAŞKANIMIZ FETÖ İLE MÜCADELEYE HİÇBİR ZAMAN BIRAKMADI”
Cumhurbaşkanımız öyle akıllı mücadele yaptı ki, FETÖ tarafından hedef alınan Erdoğan bu mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadı.
Stratejist / Akademisyen Profesör Doktor Poyraz Gürson
Etnik temelli bir terörün olması için arkada mutlaka pivot bir aktör olması gerekiyor. Biz de bu aktörü artık biliyoruz: ABD!
Bütün müdahaleler ile beraber aslında terör örgütünün can suyu bulmaktan öte palazlandığını görüyoruz. Artık PKK/PYD’nin sonlarının geldiği dönemdeyiz. O dönem cansiperane görev yapan Recep Yazıoğlu’ndan Allah’tan rahmet diliyorum.
Biz o dönemlerde genç üsteğmenlerdik. Sınıf fark etmeksizin Ağrı’dan Batman’a hepimiz ayrı yerlere kendi birliklerimizi yetiştirmek suretiyle görevlendirildik. Dolayısıyla güneyde kontrolden çıkmış ilçeler ve iller ortaya çıkıyordu. Bunlar ağır müdahalelerle baskı altında tutuluyordu. PKK’nın da o dönemde Kürt yurttaşları kendi alanına çekmeye yönelik çalışmalar yaptılar.
Biz telsizlerle teröristlerin haberleştiğini görür üzülürdük. 2000’li yıllardan itibaren terörle mücadele TSK’nın çok süratli bir şekilde işi eline almasıyla gelişti.
Akşam Gazetesi Yazarı Kurtuluş Tayiz
Paralel FETÖ’yü güçlendirdiler. Orta Doğu’da ikinci bir İsrail, bir “teröristan” projesini ortaya koydular. 1993’te bütün vatansever bürokratları temizlediler. Medyadaki bütün bağımsız gazeteci araştırmacı dediğimiz insanları suikast ile ortadan kaldırdılar. FETÖ ve PKK burada güçlendi. Amerikan projesine direnecek siyasi, askeri ve medyatik unsur bırakmadılar.