Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uğur Hanbey Aladağ

Belediyenin Namusu Kimin Umurunda?

 

Geçtiğimiz günlerde Malatya siyasetinde yankı uyandıran bir açıklama geldi: CHP Malatya İl Başkanı Barış Yıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in kendi partisinin geçmiş dönemini hedef alan açıklamalarına sert tepki gösterdi.

Sertti, çünkü çok netti.
Sertti, çünkü artık bu şehirde yumuşak sözlerle gerçeklerin üzeri örtülemez hale geldi.

Yıldız, “Eğer samimiyseniz, savcıya gidin!” diyerek Er’i suç duyurusuna çağırdı. Peki, biz Malatyalılar olarak bu çağrıyı nasıl okuyacağız? “Belediyenin namusunu korumak Belediye Başkanı’nın işi değilse, kimin işidir?” diye sorduğu an, sanki her birimiz ekran karşısında başımızı salladık, “Evet, doğru söylüyor” dedik içimizden.

Çünkü yıllardır alışığız:
Birileri hep konuşur…
Birileri hep anlatır…
Ama iş “gereğini yapmaya” gelince, herkes topu taca atar.

Sayın Başkan Sami Er’in açıklamaları şok edici. Diyor ki:
– Tonu 70 TL olan mıcır, 265 TL’ye alınmış.
– 100 milyonluk 6 belediye gayrimenkulü, 23 milyona satılmış.
– Ama şikâyet edilmemiş, “geri verdiler” denilmiş.

İşte asıl mesele burada başlıyor.
Bir belediyeye ait mallar eğer gerçekten gasp edildiyse, bu suçtur.
Ve eğer bu malları gasp edenler, “şikâyetçi olmazsan geri veririz” diyebiliyorsa, orada artık sadece usulsüzlük değil, yozlaşmanın ta kendisi vardır.

Barış Yıldız da tam bunu söylüyor:
“Sayın Başkan, bunları neden açıklayıp da savcılığa gitmediniz?
Yoksa bu şehirde adalet sadece belli partiler için mi çalışır oldu?”

Sadece İstanbul’daki belediyelere karşı gizli tanıklarla, kurgulanmış iddialarla soruşturma açan sistemin, Malatya’daki belgeli iddialara neden sessiz kaldığını hepimiz biliyoruz. Ama bu suskunluk artık utanç verici bir hâl aldı.

Yıldız, “Gizli tanığa gerek yok, açık tanık burada” derken, aslında sistemin tam kalbine ok gibi bir söz gönderdi.
Evet, açık tanık burada.
Açık iddialar burada.
Ama ortada ne bir savcı, ne bir Sayıştay yetkilisi, ne de kıpırdayan bir vicdan var.


Yıllardır yazıyorum, söylüyorum…
Depremler sadece binaları değil, vicdanları da yıkıyor.
Malatya gibi kadim bir şehirde, yerle bir olan sadece yapılar değil, halkın devlete olan güvenidir.
Bir şehir, kendi mallarının kimler tarafından gasp edildiğini bile öğrenemiyorsa, hangi dönüşümden bahsediyoruz?
Yerinde dönüşüm mü?
Adaletin yerinde dönüşümüne ihtiyacımız var önce.


Barış Yıldız’ın sözlerini siyasetin ötesinde, bir yurttaş sesi olarak okumalıyız.
Çünkü onun sorduğu sorular, bizim soframızdaki eksik ekmeğin, çocuğumuzun umut dolu bakışlarının ve harabe haldeki sokaklarımızın aynasıdır.

Bu şehir kuruşa muhtaç hâle gelmişse,
Evet, sorumlular belli.
Ve artık susmak, bu yoksulluğa ortak olmaktır.

Ben susmayacağım.
Yıldız’ın dediği gibi:
“Bu şehir kimsenin babasının çiftliği değil!”
Halkın olanı, halka geri verin.
Adaleti, hesap sormayı başlatın.
Yoksa bu şehir sizi de affetmeyecek!


Not: Bu yazıyı, CHP Malatya İl Başkanı Barış Yıldız’ın kamuoyuna yaptığı çarpıcı basın açıklaması üzerine değerlendirme yaparak köşeme taşıdım.

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir