Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Gazeteler Bitti-Bitiyor…Gazetecilik Tarihe Karışıyor…Zor süreç…

Ali Aladağ…:Malatya Olay…:
En vahim durum…her önüne gelen gazeteciyim diye çıktı ortaya çıktı ekrana başladı köşe yazmaya atıp yutmaya bu tiplerin yüzünden…Nereden Nereye…? Gazeteler bitti-bitiyor…Gazetecilik mesleği ise tarihe karışıyor…

Ali Aladağ…:Malatya Olay…:
En vahim

Gazeteler Bitti-Bitiyor…Gazetecilik Tarihe Karışıyor…Zor süreç…

Gelinen nokta…Basılı yayıncılığın-yani gazete-dergi mecmuaların tamamen sona ermesini ‘kaçınılmaz bir son’ olarak görüyorum…

Bugün bitişe doğru yol alan “Basın da-gazeteciler de kurtuluyoruz…” diye avuçlarını okşayanlar…Gün gelir sesinizi duyuracak bir gazeteci bir gazete ararsınız elinize geçmez…Bitişe doğru yol alırken hepimizin suçu var…

Türkiye’de ne kadar Gazetecilikle ilişkili cemiyet dernek vakıf varsa…Şu ortam da bitişe doğru yol alırken kapılarına kilit vurmalılar…

Yaşadığımız pandemi ve deprem sürecin de yanımızda yakınımızda göremedik ki sizleri…Bitişimiz de de görelim…

Son ana kadar ayakta kalmaya çalışacağız…

Yeniden bir ruh gerek…Ayağa kalkış gerek…Gazeteciliği  gazetecilerin yapması gerek…Her yan ben gazeteciyim diyenle dolup taşarsa işte böyle bitiş kaçınılmaz olur…Gazete televizyon kurup yöneticilik yapanlara gerçek gazetecileri bünyesin de barındıranlara asla sözümüz yok…

Gazetecilik ve gazeteciler biterse vah halimize…

Ve…Yüksek sesle sesleniyorum…Malatya’da bir elin parmaklarını dolduracak kadar gazeteci varız…Lakin sağa bakıyorum sola bakıyorum her yan gazeteciyim diyenle dolmuş taşmış işte bitişte bunların da rolü var…

Gazeteler darda…Salgın ve sonrası deprem ekonomik kriz birleşme ve yok oluşa doğru gidiş…Süreç işliyor…Sadece seyrediyoruz kimisi de elini avcunu ovuşturuyor…

Gazetecilik Ve Anadolu Basının Zor Şartlardaki Hali Bitişe Doğru Yol Alışını…

Son 10 yılda gazete tirajları azaldıkça azaldı…,

Yıllardan beri savunula gelen ‘Yazılı basın bitiyor’ söylemi giderek artıyor…

Kuşkusuz bu bitişin nedenleri arasında dijitalin güçlenmesi ile birlikte kalitenin düşmesinin de bir payı olduğu yadsınamaz.

Öteden beri okuma alışkanlığımızın az olması da buna eklenince kaçınılmaz sona doğru kaydığımızı söylemek çok da yanlış olmaz…

İnsanların gazete almamalarının nedeni salt sosyal medyanın gücü değil.

Biraz da suçu kendimizde aramamız gerekiyor…

Çok kolaycılığa kaçıyor çoğumuz…

Biz basın çalışanları, kafamızı soktuğumuz kumdan kaldırmalıyız…

Kendimizi geliştirmeli, gerçek haberciliği ‘Adam’ gibi yapmalıyız.

Köşe yazarlığını, yorumculuğu ter dökerek, araştırarak yapmalıyız…

Kalıpların dışına çıkarak, okuyucuyu etkileyecek, meraklandıracak, sarsacak bir konuma evirilmeliyiz…

Gazeteyi de, gazeteciliği de kurtaracak olan haberdir, yorumdur…

Her sayfası siyaset her sayfası futbol, her sayfası, magazin yahut bir diğer gazetenin aynısı olursa, her manşet bir yerlere yaranmak yahut hınç almak için atılırsa korkarım yakın gelecekte bu günleri de arayacak duruma düşeceğiz…

Tamam, dijitalleşme çok büyük oranda olumsuz etkiliyor gelişmeleri ama bu gazetecilik reflekslerimizi de bitirmemeli…

Yani kâğıdın ömrü bittiği için değil, gazetecilerin gazetecilik refleksleri bittiği için yazılı basın koşar adım uçuruma gidiyor…

Evet, gazeteciliğe duyulan gereksinim henüz bitmiş değil…

Hala bir şans var…

Yazılı basın ile birlikte dijital ortamı iyi kullanabilenler bir süre daha işi önde götürecek.

Gazeteler ne denli içerikli sunum yaparlarsa o ölçüde okurun ilgisini çekebilmeyi sürdürebilmekte…

Binlerce televizyon kanalı, radyo, sosyal medyanın haber bombardımanı altında olan insanlara özgün, farklı, zengin içerikli haber ve yorum sunabilenler bu süreci dijitalleşmenin olanaklarını da kullanarak atlatabilir…

Unutulmamalı Yerel gazeteler, yerel ölçekte önemli bir işlevin sahibidirler…

Yerel gazeteler bu toplumun aynı zamanda yerel belleği ve arşividirler…Milli Basın görevi yapıyordur…

Birçok yerel gazete sahibine sorsanız, bu işi bir tutku uğruna yaptıklarını, bırakamadıklarını yoksa “bu ekonomik koşullarda, bu iş yapılmaz” dediklerini duyarsınız…

Unutulmamalı…Gazetecilik mesleği biterken kimisi de elini avcunu ovalıyor sevinçle… Onlara diyorum ki…Şu satırları iyi okuyun…Milli mücadelede basının önemi…Ortadadır…Darbe kalkışmasında Anadolu da görev alan gazeteciler büyük rol üstlenmişlerdir…

Bir toplumun ortak ve genel duyguları ve fikirleri vardır. Toplumların değerleri, uygarlaşma düzeyleri, arzu ve eğilimleri ancak bu genel duygu ve fikirlerin belirme ve görünme derecesiyle anlaşılır…

Bir toplumu yönlendiren ve yöneten insanlar için, toplumun talihi üzerinde karar vermek durumunda bulunan dostlar ve düşmanlar için ölçü, bu topluluğun kamuoyundan anlaşılan yetenek ve değerdir…

Bu nedenle milletler, kamuoyunu dünyaya tanıtmak zorunluğundadır…Bütün dünya kamuoyu hakkında bilgi sahibi olma ise, yaşam gereklerinin düzenlenmesi için şüphesiz gereklidir…Bu hususta ise var olan araçların birincisi ve en önemlisi basındır…

Gazetecilerdir…

Basın, milletin genel sesidir. Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete gereksindiği fikrî gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan ortak doğrultuda yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir…

Diriliş gerek…Gazeteciliği ayakta tutmamız gerek…Gerçek gazetecilere destek olmamız gerek…Geleceğimiz için…Sesimiz olması için…