6 Şubat depreminin ardından Malatya’da binlerce insan evsiz kaldı, birçok vatandaşın eşyaları enkaz altında kaldı. O günlerde umut dolu açıklamalar yapıldı, “Eşya yardımı yapılacak” denildi. Hatta vatandaşlar, Maliye binasının önünde uzun kuyruklar oluşturup dilekçeler verdi. Beklediler… Günler geçti, aylar geçti… Ama o dilekçelerin karşılığı hiçbir zaman verilmedi. Eşyasını kaybeden, düzeni bozulan binlerce insan, devletten bir destek alamadan kendi yarasını kendi sarmaya çalıştı.
Şimdi benzer bir süreç yeniden yaşanıyor.
Bu kez kayısı üreticileri mağdur. Geçtiğimiz günlerde yaşanan şiddetli don olayında binlerce dönüm kayısı bahçesi yandı. Malatya’nın bel kemiği olan kayısı büyük zarar gördü. Tarım İl Müdürlüğü harekete geçti, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydı olan üreticilerden dilekçe toplamaya başladı. “Destek verilecek” denildi, yine umut aşılandı.
Ama soruyoruz: Depremde eşyasını kaybedene ne verildi ki, kayısısı yanan üreticiye ne verilecek?
Dilekçe vermek kolay, umut dağıtmak kolay… Asıl mesele bu umudun karşılığını verebilmekte.
Malatya halkı artık boş vaat duymak istemiyor. Yaşadığı her felaketten sonra yalnız bırakılmak istemiyor. Verilen sözlerin tutulmasını, verilen dilekçelerin bir anlam kazanmasını istiyor.
Çünkü bu şehir zaten çok şey kaybetti. Daha fazlasını değil, sadece hakkını istiyor.
Malatya Olay / Köşe Yazısı
Uğur Hanbey Aladağ
YORUMLAR