Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Ateş Kapıya Dayandı

Fatih Mehmet Turhan kaleme aldı…Tercüman…:Malatya Olay…:
Bu yüzyıl Türk Yüzyılı olabilir mi? Bilmiyorum, bilemiyorum. Anadolu coğrafyası, tarihte çıkmazların yaşandığı dönemlerde her zaman bir umut ışığı olmuştur.

Fatih Mehmet Turhan kaleme aldı...Tercüman...:Malatya Olay...:
Bu yüzyıl Türk Yüzyılı olabilir

Ateş Kapıya Dayandı

Türkler, Anadolu’da 1075 yılında “yer” tuttuktan bir asır sonra Miryokefalon Savaşı’yla “yer”i “yurt”a çevirip İslam âlemine ışık tutmuştur.

Peki günümüzde, İslam ülkelerinin yaşadığı bu kaosta tekrar ışık olup umut dağıtabilecek mi?
Yaşanan olayları tarihin tecrübesiyle yorumlarsak neler söyleyebiliriz?
Anadolu’nun etrafı ateş çemberi; kuzey yanıyor, güney yanıyor, şimdi de doğusu yanıyor. Ateş çemberi içinde, sağlıklı bir dış politika üretebiliyor muyuz sorusunun cevabını ben veremiyorum; bu, siyaset biliminin işi.

Ancak, tarihte batıda uzun süre at koşturmuş bir millet olarak, bugün yaşanan tüm savaşların, tüm ittifakların hedefi ne Suriye, ne Irak, ne Lübnan… Hepsi bir asır önce bizim topraklarımızdı. Devlet olma sürecini başaramamış devletçiklerden bahsediyoruz. Emperyalist güçlerin bu hınçları, yüzyıl önce kendilerinin kurduğu bu devletçiklere değil; bu devletlere duydukları “göstermelik” hınçları, aslında bize duydukları nefreti perdelemek için ürettikleri sanal bir düşmanlık…

Asıl hedef biziz…
Asıl hedef Anadolu…
Peki neden doğrudan biz değiliz?
Neden Kürt sorununu iyice kaşıyıp, insan hakları adı altında akbaba gibi başımıza üşüşmediler? Çünkü onlar bugünümüzden değil, dünümüzden yani tarihimizden korkuyorlar. Romantik ya da milliyetçi bir söylem değil; tarihi okumalardan çıkardığım sonuç bu.

Bu kadim topraklarda devlet geleneği olan iki devlet var: İran ve Türkiye… İran’ın yaşadığı iç sorunlar, ekonomik sıkıntılar ve iç çekişmeler İran’ı kolay lokma hâline getirdi. Rusya’nın kendi derdine düşüp İran’a destek verememesi, Çin’in Batı ve ABD ile olan çekişmesi de İran’ı yalnızlaştırdı. Bölge, uzun yıllar devam edecek olan sıkıntılara gebe.

İran’ın İslam âlemiyle mezhep temelli örgütlerle ön cephe açması, kendini öyle var etmesi, İslam dünyasında antipatik hâle getirdi.

Şimdi ne olacak?
Biz, bu tarihin dönüştüğü noktada nerede duracağız ve ne yapacağız?

İlk önce geç kalmadan iç bütünlüğümüzü sağlamalıyız, iç çekişmeleri bir kenara bırakıp millet olma vasfını inşa etmeliyiz. Politik çıkarlar için oluşturulan kamplaşmaları ve çekişmeleri bir tarafa bırakıp el ele vermeliyiz.

Parti taassupları bizi zehirledi. Farklı görüşler, farklı fikirler bizi biz yapan özelliklerimizdir. Farklı düşünüyoruz diye birbirimizin düşmanı değiliz.

 

Tarihin en büyük kırılma noktalarından birinden geçiyoruz. Artık birbirimizi sevmeyi, kırgınlıklarımızı ve nefretimizi rehabilite edip yeniden muhabbet ve sevgi köprüleri kurmalıyız.

AKP’sizler vatan haini değil, CHP’sizler vatan haini değil.
Artık kendimizle uğraşıp enerjimizi ve vaktimizi boşa harcamayalım.

Ateş geldi kapıya dayandı, cehennem alevleri içinde yanarken coğrafyamız, biz ‘biz’ ile mücadele edemeyiz.

Tez elden birlik, tez elden adalet, tez elden hukuk demeli ve yeniden millet olma şuurunu inşâ etmeliyiz.
İran örneği ortada.
Kendimize gelelim.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ali Aladağ…:Malatya Olay Haber…:
Siyasi gündem yoğun…Başkent Ankara’da sıcak gelişmeler ve
Sıradaki Haber Malatya Bakanlık ve Bakan Yardımcılığı Bekliyor