Lider Gazetesi Manşete Taşıdı…
Özal, PKK Sorunu Çözümüne mi Kurban Gitti?
PKK ile başlatılan çözüm süreci sonrasında Ahmet Özal, babasının “Kürt meselesini bitireceğim” dedikten üç gün sonra vefat ettiğini iddia ederek, olayda derin devletin parmağı olabileceğini öne sürdü.
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1993 yılında ani ölümü, yıllardır tartışma konusu olan suikast ve zehirlenme iddialarıyla bir kez daha gündeme geldi. 21. Dönem Malatya Milletvekili ve Özal’ın oğlu Ahmet Özal, bir televizyon programında yaptığı çarpıcı açıklamalarla, babasının Kürt sorununun çözümü için aldığı siyasi risk nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti. Ahmet Özal, “Babam, ‘Kürt meselesini bitireceğim’ dedikten üç gün sonra vefat etti” diyerek, ölümün ardında derin devletin olabileceğini savundu.
‘Çok Büyük Bir Siyasi Risk Alacağım’ Dedi
Ahmet Özal, babasının 1993 yılında gerçekleştirdiği Orta Asya gezisi sırasında kendisine söylediklerini bir televizyon programında paylaştı. Özal, babasının Aşkabat’ta odasında yalnızken, “Türkiye’ye döneceğim, çok büyük bir siyasi risk alacağım ve Kürt meselesini bitireceğim” dediğini aktardı. Ancak Turgut Özal, Türkiye’ye döndükten yalnızca üç gün sonra, 17 Nisan 1993’te hayatını kaybetti. Ahmet Özal, bu ani ölümün tesadüf olmadığını ve babasının Kürt sorununa çözüm bulma çabasının engellendiğini öne sürdü.
FETÖ’de Olayın İçindeydi
Ahmet Özal, programda babasının ölümüne dair şüphelerini destekleyen başka bir olayı da anlattı. Özal, Hacettepe Hastanesi’nden bir doçentin, babasının beş yıl önceki ziyaretinde alınan kan örneğinin hâlâ hastanede olduğunu söylediğini, ancak ertesi gün kanın bir hemşire tarafından “yanlışlıkla” döküldüğünün bildirildiğini ifade etti. Üstelik, bu olayı bildiren doktorun daha sonra FETÖ bağlantısı iddiasıyla ABD’ye kaçtığını belirtti. Ahmet Özal, “Zehir bulundu ama zehirlenme yok dediler. Bu nasıl bir sonuç?” diyerek, resmi açıklamalara olan güvensizliğini dile getirdi.
PKK’nın Fesih Bildirgesinde de Yer Verildi
Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili iddialar, yalnızca Ahmet Özal’ın açıklamalarıyla sınırlı kalmadı. Terör örgütü PKK’nın, elebaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısından 74 gün sonra yayımladığı fesih bildirgesinde de çarpıcı bir ifade yer aldı. Bildirgede, “Derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırmasıyla süreç sabote edildi” denilerek, Özal’ın Kürt sorununa çözüm arayışlarının engellendiği öne sürüldü. Bu ifade, Ahmet Özal’ın iddialarını destekler nitelikte dikkat çekti.
Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis, Süreci Destekliyormuş
Ahmet Özal, babasının çevresindeki önemli isimlerin de aynı dönemde şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini vurguladı. Özal, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in uçağının düşmesi ve gazeteci Uğur Mumcu’nun bombalı suikastla öldürülmesi gibi olayların, babasının Kürt sorununa çözüm arayışlarıyla bağlantılı olabileceğini savundu. Özal, “Rahmetli Uğur Mumcu, babama 15 günde bir çeşitli raporlar sunardı. Eşref Bitlis Paşa da bu konuda askeri tarafta çalışıyordu. İkisi de öldürüldü” dedi.
Turgut Özal’ın, “21. asır Türkiye’nin ve Türklerin asrı olacaktır” sözünü sıkça dile getirdiğini hatırlatan Ahmet Özal, bu vizyonun bazı çevreleri rahatsız etmiş olabileceğini belirtti. Özal, babasının Orta Asya gezisi sırasında ortaya koyduğu iddialı hedeflerin ve Kürt sorununa çözüm arayışının, onu hedef haline getirdiğini savundu.
Vefatı Şüphe Uyandırmıştı
Turgut Özal’ın ani ölümü, 1993 yılından bu yana suikast ve zehirlenme iddialarıyla gündemden düşmedi. Resmi otopsi raporlarında kalp krizine bağlı doğal ölüm olarak kaydedilen vefat, birçok kişi tarafından şüpheyle karşılandı. Yıllar içinde yapılan incelemelerde, Özal’ın kanında zehirli maddeler bulunduğu iddiaları ortaya atılmış, ancak resmi makamlar bu iddiaları kesin bir şekilde doğrulamamıştı. Ahmet Özal’ın son açıklamaları, bu tartışmaları yeniden alevlendirdi.
“Derin Devlet” İddiası Gündemde
Ahmet Özal’ın “derin devlet” vurgusu, Özal’ın ölümünün ardında siyasi bir komplo olabileceği şüphelerini güçlendirdi. Turgut Özal’ın, Kürt sorununa barışçıl bir çözüm bulma çabalarının, dönemin bazı güç odaklarını rahatsız ettiği iddiası, yıllardır kamuoyunda konuşuluyor. Ahmet Özal, babasının bu hedefi için büyük bir siyasi risk aldığını ve bu riskin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandığını öne sürerek, konunun daha derinlemesine araştırılması gerektiğini ifade etti.
PYD; “Özal’ın Cesaret ve Planı Vardı”
Mevcut süreçten 6 yıl önce yabancı bir haber ajansına açıklamalarda bulunan PYD Terör Örgütü Sözcüsü Salih Müslim, Özal’ın ölümüne ilişkin iddialı açıklamalarda bulunmuştu. Müslim’in, “Turgut Özal döneminden bu yana 27 yıldır Türkler ve Kürtler kaybediyor. Eğer o dönem çözüm adımları kabul edilseydi, 27 yıl savaşla geçmezdi. Turgut Özal’ın cesaret ve planı vardı ancak Türk devleti bunun önüne geçti. Önder Apo bu yüzden Türk devletine ‘Aranızda böylesi bir öncülük yapacak ve anlaşmaya varacak pratik sergileyebilecek biri var mı?’ sorusunu soruyor. Önder Apo sorunları diyalog yoluyla çözmek istiyor ancak muhatap ve öncülük edecekler de önemlidir. Kürt sorununun çözümü için masada diyalog esastır.” ifadeleri Özal tarafından da benzeri adımların atılmak istendiği hatta diyalogların başladığına ancak derin devlet tarafından sürece engel olunduğu iddialarını destekliyor.
Genel Af Çıkaracakmış
Cumhurbaşkanı Özal, 1992’ Mart ayında gerçekleştirilecek MGK toplantısından bir hafta önce de Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Orhan Doğan’la Çankaya Köşkü’nde görüşmüş, Sakık’ın ifadesine göre cumhurbaşkanı “genel af çıkarıp bu sorun kökten çözeceğim” demişti. 3 Mart 1992’de ‘terör’ gündemiyle toplanan kritik Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) Özal, hazırlattığı raporda yer alan tespitleri gündeme getirmiş ve genel af dahil siyasi ve sosyal çözümlere değinmişti.
“Çarpık Anlayış Değişmeli”
Turgut Özal ile süreci görüştüklerini aktaran Irak Kürt Bölgesi Başkanı Mesud Barzani ise görüşmeyi şu sözlerle dile getirmişti:
“21 Şubat 1992 günü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Süleyman Demirel ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ile görüştük. Özal bize karşı çok açıktı. Görüşmede bize uçuşa yasak bölge ve göçmenlerin geri dönüşü ile ilgili çabalarından bahsetti. Çok cesurca Türkiye’deki durumdan ve Kürtlere nasıl zulüm edildiğinden bahsederek: ‘Türkiye anayasasında bir kaç madde var, yalnız okuduğumda büyük bir dışlanma olduğunu hissediyorum’ dedi. Özal: ‘Her ne kadar zamana ihtiyaç olsa da bu çarpık anlayışı değiştirmeliyiz. Bu amaç için tüm çaba ve gayretimi seferber edeceğim’ dedi. Konuşmalarının bir bölümünde önceki yıllara oranla büyük bir değişimler yapıldığını anlattı. ‘Geçen yıl Mam Celal ve Muhsin Dizayi gizlice Ankara’yı ziyaret etti ancak daha sonra ziyaret deşifre oldu. Ben yurt dışı gezisinden döndüğümde bir gazeteci bana, ‘Talabani ile Barzani’nin temsilcisi sizin davetinizle mi Ankara’ya geldi’ diye sordu. Ben de ona, ‘geldiler, görüştüm ve döndüler’ diye yanıt vardım.”
Irak Kürt Bölgesi Federal Olarak Türkiye’ye Bağlanacaktı,
Musul Geri Alınacaktı
Özal’ın Irak Kürt Bölgesini federal olarak Türkiye’ye bağlamak istediğini ve bu yolla Musul’u geri alacaklarını kaydeden Barzani, “Daha sonra Özal çok önemli bir noktaya değindi ve bunu Mam Celal ile de görüştüğünü söyledi. ‘ABD’yi ziyaret ettiğinizde, Amerikalılara, Irak Kürdistanı’nın federal veya konfederal sistemle Türkiye’ye bağlanması konusundaki görüş ve düşüncelerinin ne olduğunu bir sorun. Çünkü zamanında Musul Vilayeti’nin koparılması ile Türkiye’ye büyük bir haksızlık yapıldı’ dedi. Doğrusu bu konunun bu şekilde açıkça dile gtirilmesi bana garip geldi. Amerika Birleşik Devletleri’ne vardığımda Mam Celal ile konuyu konuştum. O da, ‘Evet, doğru, bu konuyu bana da açtı’ dedi. İmkan olursa bunu Amerikalılara sorma konusunda kendi aramızda anlaştık.” dedi.
“ABD, Yanıt Vermedi”
“Türkiye’nin taleplerini Mam Celal ile birlikte Amerikalılara ilettik. Bunun büyük bir konu ve sorun olduğunu, kapsamlı bir araştırma ve inceleme gerektirdiğini belirttiler. Bize daha sonra yanıtlarını ileteceklerini ifade ettiler. Fakat sonrasında cevap vermediler, bizde bir daha bu konuyu açmadık.”
Sır Perdesi Korunuyor
Turgut Özal, Malatya’nın yetiştirdiği en önemli siyasi figürlerden biri olarak kabul ediliyor. 8. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı dönemde, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi dönüşümünde önemli bir rol oynayan Özal, tüm kesimler tarafından hâlâ büyük bir saygıyla anılıyor. Ancak ölümüyle ilgili devam eden tartışmalar, Malatyalıların da konuya olan ilgisini canlı tutuyor. Turgut Özal’ın ölümü, üzerinden geçen 32 yıla rağmen hâlâ sır perdesini koruyor. Ahmet Özal’ın son açıklamaları, bu tartışmaları tekrar alevlendirirken Özal’ın ölümü, kamuoyunun gündeminde kalmaya devam edecek.