Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Malatyalı Cumhurbaşkanı Halil Turgut Özal’ın sır ölümü…Ve 1993 karanlık yıl…

Ali Aladağ…:Malatya Olay Haber…:
Malatyalı… Asıl ismi…Halil Turgut Özal’dı…Türkiye’nin 8’ci Cumhurbaşkanıydı….Türkiye’ye çağ atlatan lider olarak tarihte yerini aldı…Yıllar geçtikçe Özal’ı anlıyor ve rahmetle anıyoruz…

Ali Aladağ…:Malatya Olay Haber…:
Malatyalı… Asıl ismi…Halil Turgut Özal’dı…Türkiye’nin 8’ci Cumhurbaşkanıydı….Türkiye’ye

Malatyalı Cumhurbaşkanı Halil Turgut Özal’ın sır ölümü…

Ve 1993 karanlık yıl…

Halil Turgut Özal; 1983 ve 1989 yılları arasında Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanlığını, 1989 ve 1993 yılları arasında Cumhurbaşkanlığını yaptı…

İlk sivil Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti…

17 Nisan 1993 yılında Özal aramızda ayrıldı…

O günden bu güne…

1993-2025 yılı arasında Cumhurbaşkanı Özal’ın vefatı gündemde düşmedi..

Çeşitli iddialar ortaya atıldı…

O yıl…1993 karanlık yıl…

Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili olarak Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada tek sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’dü ve 26.11.2014 tarihinde beraat etti, dava kapandı. Mahkemenin cumhuriyet savcısı İsmail Şafak, “Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın hastalığı nedeniyle değil de menfur bir suikast sonucu öldürülüp öldürülmediği konusunda, zamanında yapılmayan klasik otopsi ve ölüm esnasında maktulden veriler alınmayarak, delillerin kaybolmasına neden olan sorumluların ihmalleri yüzünden kirli eller ortaya çıkarılmamıştır. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a Allah’tan rahmet, bir yargı mensubu olarak da yargı adına bizi affetmesini dilemekten başka söylenecek söz kalmamıştır” açıklamasında bulundu.

Özal ailesinin isteği üzerine 2 Ekim 2012 tarihinde otopsi yapılması için anıt mezar açıldı.

Özal’ın naaşının üst kısmının bozulmadığı haberleri o günlerde ölüm nedeninden daha çok tartışıldı.

Adli Tıp Kurumu Turgut Özal ile ilgili raporunda, “ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekteyse de ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda, vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebinin tespit edilemediği oybirliğiyle mütalaa edildi” şeklinde açıkladı.

Özal’ın vefatında ‘gerekli otopsi işlemlerinin yapılmadığından ölüm nedeni bilinmiyor’ deniliyordu.

Peki, 17 Nisan 1993 tarihinde vefat eden bir ülkenin Cumhurbaşkanı olmasına rağmen neden otopsi yapılmadı?

Bu sorunun cevabı henüz bulunmuş değil.

Özal’ın ölümünde yanında bulunanlardan birisi başdanışmanı emekli hâkim Arif Yüksel’di ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına üç saat ifade vermesine rağmen otopsi yapmayanlar hakkında soruşturma açılmadığını açıklamıştı…

Yıllar sonra basına Cumhurbaşkanı Özal’ın eşi Semra Özal’ın kendisine ulaştırılan ve içinde, “Turgut Özal’ı öldürdüler, katili Azerbaycan’da. İsmi Hasan Alioğlu’dur” yazılı notu savcılığa verdiği ortaya çıktı.

Semra Özal’a ulaştırılan notta ismi geçen Hasan Alioğlu Kandilci hakkında yapılan araştırmada, Hasan Alioğlu Kandilci’nin 17 Şubat 2012 yılında Azerbaycan’ın başkenti Bakü Nesimi ilindeki Elman Ovçuyev Sok. 3/28’deki dairede ölü bulunduğu ortaya çıkarken otopsi yapılmadan defnedildiği ve ölüm sebebinin bilinmediği iddia edilmişti…

”Özal’ın katili Azerbaycan’da” haberlerinin çıkmasının ardından Azerbaycan emniyetinin Hasan Alioğlu Kandilci’nin ölümünü araştırdığı ve ölümün banyo yaptıktan sonra kalp krizi sonucu olduğu açıklandı…

Özal’ın ölümü ile ilgili bir çok açıklama bir çok haber yapıldı…Sonuç kesin yok…

Halil Turgut Özal’ı rahmetle minnetle anıyoruz, mekânı cennet olsun…

Fotoğraf açıklaması yok.

LUCKY-ES DEV UYUŞTURUCU OPERASYONU

1993 yılı, dev bir uyuşturucu operasyonu ile başladı. Lucky-Es adlı Panama bandıralı bir gemi, 15 ton uyuşturucu taşıyordu. İstanbul polisi 1993 7 Ocak sabahı, operasyon için düğmeye bastı ve uyuşturucu baronlarına büyük bir darbe vurdu.

UĞUR MUMCU SUİKASTI

Türkiye 15 ton uyuşturucuyu konuşurken, kanlı bir eylem gündemi bir anda değiştirdi.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 sabahı, arabasına yerleştirilen bomba düzeneğinin patlaması sonucu hayatını kaybetti.

Mafya, derin devlet, terör, ABD, İsrail gibi meselelerde araştırmalar yapan Mumcu’nun cinayeti, bir türlü aydınlatılamadı.

JAK KAMHİ’YE SUİKAST GİRİŞİMİ

Türkiye’nin Uğur Mumcu suikastının şokunu atlamamışken, 96 saat sonra Musevi işadamı Jak Kamhi, silahlı saldırıya uğradı. Kamhi, İstanbul Beylerbeyi’ndeki evinin önünde, teröristlerin lav silahlı saldırısına uğradı. Kamhi, şans eseri saldırıdan yara almadan kurtulurken, suikast girişimin failinin, çok geçmeden ‘Yaşar Polat’ olduğu tespit edildi. Ancak Polat, saldırıdan tam 10 yıl sonra yakalanabildi.

İdamla yargılanan Polat, idam cezasının kaldırılması üzerine, müebbet hapse mahkum edildi. Cezaevinde sadece 11 yıl yattı.

ADNAN KAHVECİ’NİN SIR ÖLÜMÜ

Aradan sadece birkaç gün geçmişti ki, 5 Şubat 1993’te Anavatan Partisi’nin genç isimlerinden, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yeniden siyasete dönme planındaki kilit isim Adnan Kahveci, trafik kazası geçirdi.

Bolu yakınlarında şüpheli trafik kazasında, Kahveci, eşi ve 17 yaşındaki kızı hayatını kaybetti.

Sır dolu kazada, Kahveci’nin aracı ters yola girmişti. Ancak onu tanıyanlar, Adnan Kahveci’nin asla hız yapmadığını ve çok dikkatli araç kullandığını söylüyordu.

Adnan Kahveci de o günlerde tıpkı Uğur Mumcu gibi bir Kürt raporu hazırlıyordu. Şüpheli ölümü, asla aydınlatılamadı.

Fotoğraf açıklaması yok.

EŞREF BİTLİS’İN UÇAĞI DÜŞTÜ

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Uğur Mumcu ve Adnan Kahveci gibi terörün milli çözümle sona erdirilmesi için, Güneydoğu’daki ‘Çekiç Güç’ün çekilmesi gerektiğini söylüyordu.

Bitlis, İncirlik Üssü’ndeki Amerikan uçaklarının PKK’lılara yardım ettiğini söylemişti.

Bu açıklamadan sadece 10 gün sonra, 17 şubat 1993’te, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’i taşıyan uçak düştü ve Bitlis şehit oldu. Uçağın neden kırıma uğradığına dair herhangi bir bilgi tespiti yapılmadı, kaza aydınlatılamadı.

TURGUT ÖZAL’IN ANİ ÖLÜMÜ

Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan, 16 Nisan 1993’te süresiz ateşkes ilan ettiklerini duyurdu.

Bu haberden 1 gün sonra, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kalp krizi geçirdiği açıklandı. Özal’ın ölümünün ateşkesle neredeyse aynı güne denk gelmesi akıllara, birçok şüpheyle birlikte, ‘Özal öldü mü, ödlürüldü mü?’ sorusunu getirmişti.

33 ASKERİMİZ KALLEŞÇE ŞEHİT EDİLDİ

Eli kanlı terör örgütü PKK, Özal’ın vefatından sonra ateşkesi bozdu. Teröristler ateşkes sonrası ilk saldırıyı, 25 Mayıs 1993 günü Bingöl-Elazığ yolunda gerçekleştirdi. Teskere almış 33 silahsız askerimiz, teröristlerce kalleşçe, kahpece şehit edilmişti.

YENİGÜN OTELİ SALDIRISI VE ÇELİK KARAKOLU BASKINI

Van’da, çoğunlukla Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan gelenlerin kaldığı Yenigün Oteli, PKK’lı terörsitlerce, 30 haziran 1993’te kundaklandı. Çıkan yangında 11 sivil öldü.

Fotoğraf açıklaması yok.

2 Temmuz’daki Çelik Karakolu baskınında da, 16 askerimiz şehit oldu.

SİVAS OLAYLARI VE MADIMAK

2 Temmuz 1993 tarihinde yazar ve sanatçılardan oluşan 33 kişi, otelin ateşe verilmesi sonucu öldürüldü.

2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’ta bulunan 51 kişilik grupta Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Asım Bezirci ve Nesimi Çimen gibi tanınmış isimler de bulunuyordu.

Türkiye’yi mezhep savaşına da sürüklemek isteyen karanlık el, Madımak’ta durmayacaktı.

BAŞBAĞLAR KATLİAMI

5 Temmuz 1993 akşamı, Erzincan kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü basan PKK’lı teröristler, kadınları derede topladıktan sonra evleri yağmalayıp para, altın ve değerli eşyaları alarak tüm evleri ateşe verdi.

Yapılan zulme karşı çıkan 5 kişiyi de evlerde ateşe vererek öldüren teröristler, akşam namazını kılıp camiden çıkan 28 erkeği de köy meydanında topladı.

Bir süre örgüt propagandası yapan teröristler daha sonra bu kişileri de kurşuna dizdi. Olaydan sonra bölgede yapılan incelemede, yüzlerce boş kovan bulundu.

SUİKAST VE KATLİAMLAR

4 Eylül 1993’te, Halkın Emek Partisi (HEP) kurucularından Mehmet Sincar öldürüldü. Sincar cinayeti de, diğer birçok cinayet gibi aydınlatılamadı.

Eli kanlı teröristlr, 4 Ekim’de Siirt Şirvan’da çoğu kadın ve çocuk 23 kişiyi, 7 Ekim’de Tunceli Pertek’te 4 öğretmeni şehit etti.

22 Ekim 1993’te Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, uğradığı suikast sonucu şehit oldu.

25 Ekim’de Erzurum’un Çat ilçesine bağlı Yavi beldesindeki bir kıraathaneyi basan teröristler, 35 masum sivili alçakça katletti.

CEM ERSEVER CİNAYETİ

4 Kasım 1993’te, karanlık elin hedefinde, emekli Binbaşı Cem Ersever vardı.

Ersever, ölümünden 10 gün kadar önce, faili meçhul davasında mahkemeye ifade vermiş. Terörle mücadele adına yapılan kanunsuzlukları ve uyuşturucu ticareti gibi yasa dışı faaliyetleri açıklamıştı. Ancak onun ölümü de, ifade verdiği diğer faili meçhuller gibi aydınlatılamadı.

Türkiye’ye kan kaybettirmek, terör ve kaosa teslim etmek isteyenler, 1993’ün kanlı harflerle tarihe geçmesine neden oldu…

Fotoğraf açıklaması yok.

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Halil Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, 1993 yılının Türkiye açısından çok önemli olduğunu söyledi…1993 ve sonrası…

Madımak olayı başta olmak üzere Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri, Eşref Bitlis’in ölümünün birbiriyle bağlantılı olduğunu savunan Özal, “Rahmetlinin mezarı açıldıktan sonra oradaki Adli Tıp Başkanı, benim bildiğim kadarıyla, FETÖ’cü olduğu için görevden alındı, tutuklandı.” diye konuştu…Ahmet Özal’ın açıklamaları her yerde yayınlandı…İsteyen arayıp bula bilir…Sır ölüm tam 31 yıl oldu…Hala aydınlatılamadı…